top of page

Romantik İlişkilerde Sınırlar: Kalbimizin Çizgilerini Yeniden Keşfetmek

  • Yazarın fotoğrafı: Nihansu Serter
    Nihansu Serter
  • 18 Mar
  • 3 dakikada okunur

Herkese merhaba!

Bugün sizlerle, danışanlarımın en sık gündeme getirdiği, üzerinde çalışırken benim de büyük keyif aldığım bir konudan bahsetmek istiyorum: romantik ilişkilerde sınırlar.

Hemen "sınır" kelimesini duyunca, aklınıza büyük duvarlar ya da mesafeler gelmesin. Aslında sınırlar, bir ilişkide bizi ve partnerimizi koruyan, saygı ve sevginin derinleşmesini sağlayan birer koruyucu çizgi gibidir. Peki, bu çizgileri nasıl çizebiliriz? Ya da çizmekte neden zorlanıyoruz? Gelin, kendi iç dünyamızdan romantik ilişkilerimize uzanan bu yolculuğa birlikte çıkalım.


Sınırlar Nedir ve Neden Bu Kadar Önemlidir?

İlişkilerde sınırlar, bize ve partnerimize "sen buradasın, ben de buradayım" diyebilmenin güvencesidir. Bir örnekle açıklayalım: Sevgiliniz sürekli sizin cep telefonunuzu karıştırmak istediğinde, kendinizi rahatsız hissediyorsanız, burada sınırlarınız ihlal ediliyor demektir. Bu sınırları net şekilde ifade edebilmek, ilişkiye zarar vermez; aksine ilişkinizi daha sağlıklı ve saygılı bir zemine oturtur.

Bunu evinizin kapısı gibi düşünebilirsiniz; kapı, dışarıyı içeriye almak istemediğinizde kapanır ama siz açmak istediğinizde de güvenle açılır. İlişkideki sınırlarınız da tıpkı böyledir; kapıyı açıp kapama kontrolünün sizde olması, ilişkinizin sağlığı açısından oldukça önemlidir.


Neden Bazılarımız Sınır Koymakta Zorlanıyor?

Bunun cevabını anlamak için biraz çocukluğumuza dönmemiz gerekebilir. Örneğin, çocuklukta sürekli kontrol altında tutulan bir birey, yetişkinliğinde de partnerinin aşırı kontrolcü davranışlarına kolayca boyun eğebilir. Böyle biri için "hayır" demek çok zor olabilir, çünkü bilinçaltında "hayır dersem beni terk eder" korkusu vardır.

Bir danışanım, Ayşe, çocukluğunda anne babasından yeterince sevgi görememişti. Bu durum onun yetişkin ilişkilerinde sürekli terk edilme korkusuyla yaşamaya yol açmıştı. Partnerinin her isteğini kabul ederek sınırlarını ihlal ettiriyor, sonunda da hep mutsuz oluyordu. Danışma sürecinde, Ayşe'nin çocukluk yaralarını iyileştirerek, sınır koymayı ve "hayır" diyebilmenin gücünü keşfetmesini sağladık. Sonunda, kendi sınırlarını korumayı başardı ve çok daha sağlıklı bir ilişki yaşadı.


İç Dünyamızda Yaşadığımız Çatışmalar ve Sınırlarımız

Psikodinamik yaklaşım bize şunu gösteriyor: iç dünyamızda çözemediğimiz çatışmalar, romantik ilişkilerimizde sürekli tekrar eder. Bir başka danışanım Mehmet, çocukluğunda sürekli eleştirilmiş ve asla yeterince iyi görülmemişti. Bu, onun yetişkinlikte sevgilisini sürekli idealize edip sonra da en ufak bir hatada "tamamen kötü" ilan etmesine neden oluyordu. Psikolojide buna "bölme" savunması diyoruz.

Mehmet, danışma sürecinde kendi içindeki bu bölünmüşlüğü gördü ve artık ilişkilerinde daha dengeli sınırlar koyabiliyor. Partnerini tüm hatalarıyla kabul etmeyi öğrenince, ilişkisi çok daha doyurucu hale geldi.


Sınırlarımızı Sağlıklı Hale Getirmek İçin Ne Yapmalıyız?

1.      Kendimizi Tanıyalım: Hangi durumlarda sınırlarım ihlal ediliyor? Hangi duyguları hissediyorum? Bu soruların cevapları sınırlarınızı belirlemek için ilk adımdır.

2.      Geçmişimizi Anlayalım: Çocuklukta yaşadığınız ihlalleri ve travmaları fark edin. Bu durumları anlayarak, ilişkinize bilinçsizce taşımayı durdurabilirsiniz.

3.      Açık İletişim Kuralım: Duygularınızı partnerinizle suçlamadan, net ve samimi şekilde paylaşın. Örneğin "Sen böylesin" yerine "Ben böyle hissediyorum" deyin.

Bir danışanım Cem ve eşi Dilek sürekli tartışıyordu. Danışma sürecinde gördük ki, Cem çocukluğunda sürekli kontrol edilmişti ve Dilek’e istemeden aynı davranışı sergiliyordu. Danışma sonrasında Cem kendi içindeki bu kontrol isteğini anladı, iletişimlerini iyileştirdiler ve ilişkileri daha dengeli hale geldi.

Sağlıklı Sınırlar Nasıl Görünür?

  • Partnerinizle yakın olurken kendi kişiliğinizi kaybetmezsiniz.

  • Duygularınızı açık ve rahatça ifade edebilirsiniz.

  • İki taraf da birbirinin özel alanına saygı duyar.

  • Çatışmaları "sınır ihlali" olarak değil, ilişkinizi güçlendiren fırsatlar olarak görürsünüz.


Sınırlar Yakınlığın Düşmanı Değil, Tam Tersidir!

Son olarak şunu unutmayalım: Sağlıklı sınırlar, ilişkinizi kısıtlamaz; aksine sevginizi daha güvenli, samimi ve derin hale getirir.

Sınırlar, aslında size ve ilişkinize tuttuğunuz bir ayna gibidir. Bu aynaya baktığınızda hem kendinizi hem partnerinizi daha iyi tanır, ilişkinizi daha güçlü ve anlamlı hale getirirsiniz.

İşte sınırları anlamanın ve doğru uygulamanın gücü tam da budur.

Umarım bu yazı, ilişkinizde sınırları yeniden düşünmeniz ve sağlıklı sınırlar oluşturmanız için size yardımcı olur.


Sevgiyle ve sağlıklı sınırlarla kalın!

Nihansu Serter

 

 
 
 

Comments


bottom of page